Google, bildiğiniz gibi artık Alphabet adlı üst şirketin bir kolu durumunda. Google içerisinde de DeepMind isimli bir yapay zeka geliştirme bölümü bulunuyor. Google, DeepMind’ı satın alıp bünyesine dahil ettikten sonra, yapay zekalı robotlardan görüntü işlem programlarına kadar bir çok konuda kullandı ve oldukça başarılı sonuçlar aldı. Birkaç ay önce ise bu çok gelişmiş yapay zeka, Alphabet’nin en büyük giderlerinin bir kısmına sebep olan veri merkezleri ve sunucu çiftliklerine bekçilik etmesi için görevlendirildi. Yapay zekanın görevi, bu kompleksleri analiz etmek, maksimum verimlilik için yöntemler belirlemek ve bu yöntemleri uygulamak.
Dünyanın en büyük sunucu alanlarını, dünyanın en gelişmiş yapay zekanın kontrolüne vermek sonucunda neler olabileceğini bilim kurgu yazarları uzun yıllardır dehşet senaryoları ile kaleme aldıkları için, Google aynı zamanda bir de, yapay zekayı anında devre dışı bırakacak ve varlığına son verecek “panik butonu” da entegre etmiş.
DeepMind, sunucuları olduğu kadar, soğutma, elektrik, güvenlik gibi sistemleri de kontrol ederek, biz zavallı insanların yıllar süren çalışmalar ile ortaya çıkartabileceğimiz küçücük detay sorunları saniyeler içerisinde belirleyip önlem alabiliyor. Böylece daha önce mümkün olmadığı düşünülen enerji tasarruf oranlarına ulaşabiliyor. Google, bu tasarrufun yüzde 15 olduğunu açıkladı.
2014 yılında Google, veri merkezlerinde ve sunucu çiftliklerinde 4.402.836 MWh elektrik harcadığını duyurmuştu. Basit bir hesapla Google’ın 660.425,4 MWh civarında elektrik tasarruf ettiğini söyleyebiliriz. ABD’de şirketler elektrik için MWh başına 25-40 dolar kadar ödüyorlar. Yani Google’ın bu yapay zekayı devreye sokması ile 16,5 milyon dolar ile 26,4 milyon dolar arasında kar elde ettiğini tahmin edebiliriz. Google DeepMind’ı 2014 yılında 600 milyon dolara satın almıştı.
DeepMind’ın en büyük özelliği, insanların belirli komutlar girmesini veya sisteme neyin ne olduğunu öğretmek zorunda kalmamaları. Yapay zeka, bağlandığı veri merkezi sistemlerinin nasıl çalıştığını, bunların ne kadar elektrik tükettiğini, birbirleri ile olan bağlantısını ve en uygun duruma getirmek için nasıl çalışmaları gerektiğini kendi kendine öğreniyor. Neural Network (Nöron Ağları) denilen bir yöntem ile çalışan yapay zekanın çalışma prensibi aslında yeni değil. Bu bilgisayar modelinin ilk teorileri 1943 yılında bile yayınlanıyor.
Veri merkezi ve sunucu çiftliklerinde 120 farklı değişkeni kontrol eden DeepMind, havalandırma fanlarından pencerelere kadar merkezin kralı oluyor. Google, kendi merkezlerinde böyle iyi sonuçlar almaya devam ederse bu sistemi diğer şirketlere de satabilir veya kiralayabilir. DeepMind uzaktaki bir sunucu merkezine bağlanıp, çevresel faktörleri kontrol edip, gerekli ayarlamaları yapabilir. Google’ın kendisi de bu hizmeti bir SaaS modeli ile verilmesinin düşünüldüğünü bildiriyor.